#DiziÖnerisi
Konusu:Miami polis teşkilatında adli tıp görevlisi olarak çalışan Dexter Morgan aynı zamanda detaylı planlarla hareket eden serinkanlı bir katildir. Kurbanlarını özenle seçer ve oldukça profesyonel şekilde cinayetler işler. Küçüklüğünden bu yana insanlarla iletişiminde problemler vardır. Soğuk ve ilgisiz bir çocuk olarak büyümüştür. Babasının etkisiyle adli tıp görevlisi olmuş, bu yolla katillere daha yakın olarak kendine yeni yöntemler öğrenmiş ve de aynı zamanda katillerin aklından geçenleri anlamasıyla olayları daha kolay çözmeye başlamıştır.
“Dexter”, sıradışı bir karakterin karanlık iç dünyasını, toplumla olan soğuk ilişkilerini başarıyla ekrana yansıtan, TV’de sıkça göremeyeceğimiz ürküten cinayet sahneleri barındıran bir dizi. Kesinlikle alışık olduğumuz CSI tarzı dizilere benzemiyor. Oldukça karanlık, sert ve soğuk. Tüm dizi takipçilerinin izlemesi gerek.
Dexter Replikleri
1. SEZON:
“Kan-
bazen dişlerimi sıkmama neden oluyor.
diğer zamanlar ise kargaşayı kontrol etmeme yardımcı oluyor.”
bazen dişlerimi sıkmama neden oluyor.
diğer zamanlar ise kargaşayı kontrol etmeme yardımcı oluyor.”
“Ben çok zarif bir canavarım.”
“Hiç birşey hakkında hiçbir duygu beslemiyorum, ama eğer besleseydim, bu kesinlikle Deb için olurdu.”
“Mahkeme salonlardaki herkes, izleniyormuşcasına…en iyi davranışlarını sergiliyorlar.
Ve izleniyorlar da. Bazı insanlar bu aileye baktıklarında sadece kalp kırıklığı ve trajedi görüyorlar. Ama ben bundan daha fazlasını görüyorum.”
Ve izleniyorlar da. Bazı insanlar bu aileye baktıklarında sadece kalp kırıklığı ve trajedi görüyorlar. Ama ben bundan daha fazlasını görüyorum.”
“Bir adam öldürüp, cesedini parçalara ayırabilirim, ve eve “Letterman”ı izlemek için zamanında giderim
Ama kız arkadaşım kendini güvensiz hissettiğinde söyleyeceklerime gelirsem…
Tamamen kaybolmuş oluyorum.”
Ama kız arkadaşım kendini güvensiz hissettiğinde söyleyeceklerime gelirsem…
Tamamen kaybolmuş oluyorum.”
“Pek çok insan ölümü zor kabullenir, ama ben onlardan biri değilim. Beni huzursuz eden şey, kederdir. Bir katil olduğum için değil..-gerçekten. Ben sadece saklanması zor olan o heyecanı anlayamıyorum.”
” Amerika’nın en fazla pisliğe sahip şehri burası, çünkü herkes Miami’ye sanki ölmek için geliyor.”
“Eğer bir kalbim olsaydı, şu anda kırılıyor olabilirdi”
“Kasıtlı adam öldürmek, bir nevi insanlıktan kusursuz kopuşu temsil eder.”
“Çevremdeki insanların sürekli olarak birbirleriyle çeşitli bağlar kurduklarını görüyorum…
arkadaşlık veya aşk gibi…
fakat insanlar arası bu ilişkiler daima farklı yeni sorunlara yol açar..sorumluluk, paylaşım,…
insanları havaalanına bırakma.
Bununla birlikte, eğer birilerinin benle bu derece yakınlık kurmasına izin verseydim, gerçek kimliğimi öğrenebilirlerdi..bunun olmasına asla izin veremem. Yani…maskemi takma zamanı.”
arkadaşlık veya aşk gibi…
fakat insanlar arası bu ilişkiler daima farklı yeni sorunlara yol açar..sorumluluk, paylaşım,…
insanları havaalanına bırakma.
Bununla birlikte, eğer birilerinin benle bu derece yakınlık kurmasına izin verseydim, gerçek kimliğimi öğrenebilirlerdi..bunun olmasına asla izin veremem. Yani…maskemi takma zamanı.”
“Onun olmamı istediği türden bir canavar değilim ben. Yani ben ne insanım ne de hayvan. Ben her bakımdan farklı bir şeyim…kendi kuralları olan.Ben Dexter’im.”
“Rita ve çocukları bunlardan birinin içine doldurup…yola koyulmayı hayal edebiliyorum. sıkışık mahalleler, umumi tuvaletler saatlerce süren muhabbetler. Bu birilerinin Amerikan rüyası. Ama benim kabusum.”
“Hissedememenin kendince avantajları vardır.”
“Başkalarının problemlerini kendiminkilerden her zaman daha açık bir şekilde görebiliyorum”
“Uzun zamandır karanlıkta yaşıyordum.
O kadar yıldan sonra, karanlık benim dünyam olurken gözlerim buna uyum sağladı ve görebilmeye başladım.
Ama sonra Rudy ışığı açtı. Hafızamın açığa çıkmasına sebep oldu, ve şimdi kör oldum.
Fazla zamanım yok…ya da, daha doğrusu, kardeşimin fazla zamanı yok. Onu bulmamı istiyor, ama nereye bakmam gerek?” (abisi Bryan hakkında)
O kadar yıldan sonra, karanlık benim dünyam olurken gözlerim buna uyum sağladı ve görebilmeye başladım.
Ama sonra Rudy ışığı açtı. Hafızamın açığa çıkmasına sebep oldu, ve şimdi kör oldum.
Fazla zamanım yok…ya da, daha doğrusu, kardeşimin fazla zamanı yok. Onu bulmamı istiyor, ama nereye bakmam gerek?” (abisi Bryan hakkında)
“Şunu bilmelisin ki, bu benim için kolay değil. Bıçağımı herkesten daha çok hak edecek şeyler yaptın. Şimdiye kadar özgür bırakmak istediğim tek kişi sensin.” (abisi Bryan’a )
“Onu öldürenin ben olduğumu bilseler, Büyük ihtimalle herkes bana teşekkür ederdi. İyi iş çıkardın, Dex. Onu iyi kestin.” (Buz kamyonu Katili için)
İnsanlar canavar kılığına bürünmenin eğlenceli olduğunu düşünüyor.
Bense sürekli canavar değilmişim gibi bir role bürünüyorum.
Beni şimdiki hâlime getiren şey, içimde bir boşluk bıraktı.
Ben de ortama uyum sağlama ve kendimi kamufle etme konusunda uzman oldum.
Başka bir insanla bağ kurmayı çok kolay bir şeymiş gibi gösteriyorlar.
Bir rolü uzun süre sürdürüp kendini tamamen adarsan gerçek olma ihtimali var mıdır?
Kalbindeki nefretle yaşayamazsın. İçin için yer seni. Şu hayatta biraz olsun
huzur bulmak gerek.(Peder Sam)
Kamuflaj, doğanın en meziyet gerektiren hilesidir.
Karanlık dönemlerin bizi her an yenik düşürebileceğini öğrendim.
Ama aynı zamanda bu dönemlere katlanabileceğimi git gide güçlenebileceğimi
akıllanabileceğimi ve iyileşebileceğimi de gördüm.(Peder Sam)
- Siz de Katolik misiniz, Bay Morgan?
+ Değilim.
- Protestan mısınız?
+ Hayır.
- Yahudi?
+ Hayır.
- Müslüman?
+ Hayır.
- Bir dini inancınız var mı?
+ Hayır.
- Neye inanıyorsunuz peki, Bay Morgan?
+ Hiçbir şeye. Hiçbir şeye inanmıyorum.
Şükürler olsun. Tanrı, hayatımıza gizemli şekilde müdahale ediyor.(Peder Sam)
Bir şeyi çok iyi biliyorum. Hepsinin sonu aynı.
Çünkü canavarlar sonsuza dek mutlu mesut yaşamaz.
Lise; üçüncü dünya ülkelerindeki kümes çiftlikleriyle federal
hapishanelerin en tipik yönlerini bünyesinde bir araya getiren
kendi içinde küçük bir dünya. Kimseyi öldürmeden mezun olmam bir mucize.
Lisedeyken kimse fark etmezdi beni. Koridordan geçen bir gölgeydim yalnızca.
- Başına çok kötü bir olay geldi. Herkesin aksine, 20 seneki hâlinden çok daha iyi durumdasın.
Havalı bir işin var. Bunlar bir araya gelince sen de…
+ Popüler oluyorum.
- Nasıl bir duygu?
+ Nefret ettim.
- Yapma ama. Harika bir şey bu. Buradaki insanların çoğu popüler olmak için can atıyor.
+ Buradaki insanların çoğunun bagajında iki rulo selobant
bir dolu plastik torba ve ameliyat keskisi yok ama.
Belki insanlar değişir ama peki ya canavarlar?
“Yetkin adamı gözle, doğru adama bak. Çünkü yarınlar barışseverindir.”
Kurtlar türlü türlüdür. Bazılarının gözü sizi daha iyi görebilmek için büyüktür.
Bazıları burnundan solur. Bazıları da kalabalıkta kendini gizler. Bunları bilmem gerek
çünkü sevsem de sevmesem de ben de bir canavarım. Hiç değişmeyecek bu. Ufak kuzumun
gitgide delikanlı oluşu da. Yürüyen, konuşan, dinleyen. Harrison’ın hep böyle kalmasını
istesem de bundan böyle hayatındaki kurtlar sadece masallardakiler olacak.
Artık gerçek yüzümü görmesine izin veremem. Sadece sahte yüzümü görmeli.
Çünkü sadece o hikâyenin sonu mutlu bitiyor.
Yaşlılık, ikinci çocukluğa benzer derler. Ana renkler giyilir.
Üçtekere binilir ve top peşinde koşulur. İlk çocukluğumu
zar zor atlattım zaten. İkincisini ise kimse atlatamaz herhâlde.
Tanrı’yı bulacak olursan daha önce vaktini
ne kadar ziyan ettiğini görürsün. (Peder Sam)
Oğlum. Ona hayatta her şeyi verdim ama şimdi telefonlarıma
çıkartamıyorum. Çocuğun var mı? – Yok manasında başını sallar Dex..
Şanlısın o zaman. Nankör domuzlar. Hayatını sömürüp kayıplara karışırlar.(Diş Perisi)
Hepimiz hayatın bir anlamı olsun isteriz. Yaşlandıkça bunu daha çok ararız.
Ama bulması daha da güçleşir. Bazılarımızsa yanlış yerde arar. Ama hayatımızın
bir anlamı olmazsa sevdiklerimiz için geriye ne bırakabiliriz ki?
ir.
Bazen elinden sadece boyun eğmek gelir.(Peder Sam)
- Aslan parçası, ameliyatı bir şeyi olmadan atlattı.
+ Tanrı’ya şükür. “Doktorumuza şükür” diyecektim. Sağ ol, doktor.
Ben Tanrı’nın varlığını kanıtlayamam ama sen de olmadığını kanıtlayamazsın.(Peder Sam)
Bilime kendimi merak sonucu kaptırmıştım. Aklıma gelen tüm soruların
cevabı vardı. Ama bilim bile kesin değildir. En sağlam teoriler bile
yeni verilerle sorgulanabilir. Bilimin bile açıklayamayacağı
şeyler vardır. Peder Sam olsa, kendi inancı olan
bir katile rastlamamın kaza eseri olmadığını söylerdi.
Kendi tablosunu yaratan, görülmeyen bir elin varlığına inanmasam da
tüm cevapların bende olmadığına inanıyorum.
İman yolundaki pek çok kahraman başarısızlıklarına sebat etmeyi bilmiştir.
Tanrı’nın rahmeti yine de üstün gelmiştir.
Meleklere inanmam. Ama iyilikle kötülük arasında
bitmek bilmeyen mücadeleye inanırım. Kim bilir?
Belki de Peder Sam haklıdır. Belki bazen iyilik kazanır.
Ama tecrübelerime göre genelde kötülük galip gelir.
Çoğu insan özgür irademiz olduğuna ve yolumuzu
kendimizin seçtiğine inanır. Bazen yol nettir bazense pek değildir.
Her büyük olay, her değişim bizi yolumuzdan şaşırtabilir.
Fakat bizi biz yapan şey yol ayrımına geldiğimizde yaptığımız seçimlerdir.
Dexter, karanlığını bırakmazsan o da senin peşini bırakmaz. Bırak gitsin.(Peder Sam)
Dexter Peder Sam’in katili Nick’i öldürürken:
Ne sende ışık var ne de bende.
- Küvette ölü bir kız anne merdivenlerden itilip
sert bir cisimle dövülmüş. Verimli bir çalışma olmuş.
Jonah çok iyi bir öğrenciymiş.
+ Ama Jonah annesiyle kardeşini severdi.
- Sevgi ne zaman birinin birini öldürmesinin önüne geçebilmiş?
- Suçlu olduğundan emin değilim.
+ Yine mi ya? Harry’nin kanunları. Öldürdüğün insanın iyi ya da kötü
olması ne fark ediyor? Kötüleri öldürünce
daha mı mutlu oluyorsun?
- Ritüelin parçası.
+ Öldürmek için mazerete gerek yok.
- Kanunlar daha çok şey ifade ediyor. Yakalanmamamı sağlıyor.
Bana bir hayat veriyor.
+ Yalandan bir hayat.
- Gözlerini gördün mü?
+ Evet.
- Masandaki kurbanlarını neden uyandırıyorsun?
+ Yaptıklarını bilmelerini istiyorum.
- Hadi be oradan! Gözlerindeki ışığın sönmesini
seyretmek hoşuna gidiyor. Suçlu olup olmamaları
bir şey ifade etmiyor. Ne hissediyorsun?
+ İmkânsız diye bir şey yoktur.
- Senin için böyle bir hayat istemiştim hep. Şimdi nereye?
+ Jonah’a
- Peki sonra, Dexter?
+ Sonra.. yolumuza devam edeceğiz. Ama her şeyin bir sırası var.
- Çok özlüyorum seni, Deb. Kötü bağlandım işte sana.
+ Ne yaptığımı ben de bilmiyorum bazen. Hayatımın anlamlı olan son günü
seninle geçirdiğim son gündü sanki.
Peder Sam, ışığın karanlığı bastıracağına inanırdı.
Ama karanlığı ışık tanımladığına göre karanlık kendi başına
var olamaz. Bu bakış açısına göre bir yerlerde bulunmayı bekleyen
bir ışık olmalı.
Çocuklar herkese güvenir. Verdiğiniz yiyeceklerin zararsız
olduğuna güvenirler. Doğru yolu göstereceğinize güvenirler.
Çocuklara ağız dolusu şeker ve trans yağı verdiğinizde
hayat boyu dostunuz olurlar. Ama yetişkinler daha zordur.
Çocuklar onları yatırdığımızda ertesi güne uyanacaklarına inanır.
Ama yetişkinler her zaman o kadar şanslı değil.
Şeytan farklı şekillere bürünür. Bazen insanı bir elmayla kandırır
bazen şan, şöhret ve parayla bazense ailenle sıradan bir yaşamla.
Gönül meselesi söz konusu olunca her zaman zikinin sesini dinle.(Masuka)
Geçmişe bir sünger çekip hayatına baştan başlamak istediğin
olmadı mı hiç? (Travis)
Peder Sam söylemişti. Bazen kendinden büyük bir güce
teslim olmalısın.
Sapkın tipler internet olmadan önce ne yapardı?
Bir canavarı ancak bir canavar yakalayabilir.
Acaba dünya bensiz daha iyi bir yer mi olur?
İnsanların ölüm hakkında söyledikleri yanlış.
Ne hayatım gözlerimin önünden geçiyor ne de aldığım hayatlar.
Kaçıracağım hayatı düşünüyorum. Harrison’ı. Oğlumun büyüdüğünü göremeyeceğim.
İnandığım kesin bir şey varsa o da hayvan sakinleştiricilerinin
gücüdür.
Travis: Yeni dünyayı getirmek için seçildim.
Dexter: Masum insanları öldürmek için mi seçildin?
Travis: Kimse masum değildir.
Dexter: Oğlum masum ama. Onu da öldürmeye çalıştın.
Travis: Tanrı kendi oğlunun ölmesine de müsaade etmiş.
Dexter: Buna nasıl inanıyorsun?
Travis: İman yolundandan geçtim ben çünkü!
Dexter: Tanrı’ya inanan insanlar tanıdım. Hiçbiri de on kişiyi öldürmenin
bahanesi olarak inançlarını kullanmazdı. Sen Tanrı’yı kullandın.
Başka bir açıklaması yok bunun.
Travis: Sen yozlaşmış bir insanın ne hâle geleceğinin mükemmel bir örneğisin.
Dexter: Ben bir babayım Evladım.. Seri katilim..
Işık, karanlık olmadan var olamaz. İkisinin de bir gayesi var.
Benim karanlığımın bir gayesi varsa o da bu dünyaya biraz denge getirmektir.
Merhamet bana göre değil. (Dexter)
Kendimizle ilgili ufak sırlar saklamak insanın doğasında vardır.
Hiçbirimiz, kimliğimiz tamamen ortaya çıksın hatalarımız ve zayıflıklarımız gözler önüne serilsin istemeyiz.
Deb: Tüm bu insanları sen mi öldürdün?
Dex: Evet.
Deb: Yoksa sen? Yoksa sen seri katil misin?
Dex: Evet.
Korku ve aşktan daha güçlü bir insani duygu yoktur. Birçok açıdan,
pek farkları yoktur. İkisi de insana akıl almaz şeyler yaptırabilir.
Deb: Pek çok kişinin başına korkunç şeyler geliyor. Senin gibi olmuyorlar ama.
Dex: Diğer insanları bilemem ama içimde bir yerlerde bu ihtiyacı hissediyorum.
Ona “Karanlık Yolcum” diyorum.
Deb: O kutudaki insanlar var ya, Dexter kurban olan onlar işte.
Dex: Kurban mı? Küçük çocuklara tecavüz edip
öldüren bir kilise korosu şefi mi kurban? Ülkeye kaçak yoldan mülteci sokan
ve parasını ödeyemeyenleri öldüren evli bir çift mi kurban?
Kendilerini öldürmeleri için, kadınların akıllarını çelen bir psikiyatrist mi kurban?
Deb: “Karakol” denen bir yer var!
Dex: Bazen sistem düzgün işlemiyor. Katiller, gözden kaçıp gidiyor.
Deb: Bilmez miyim, amına koyayım. Bir tanesiyle konuşuyorum şu an.
Seri katillerin bağımlılıkları vardır ve yakalanana kadar devam ederler. (Frank Lundy)
Bu hayatta bir şeylere anlam katan tek şeydir aşk. (Isaak)
Deb: Normal şeyleri düşünüyorsan belki de daha normal biri oluyorsundur.
Dex: Asla normal olmayacağım, Deb.
Deb: Evet. Hangimiz normaliz ki?
Güçlü olduğunu sanıyorsun fakat hissetmezsen güçlü olamazsın.
Bazen sahip olduğunuz bir şeye tekrar kavuşup kaybetmek kadar heyecan verici bir şey yoktur.
Ne olursa olsun zenginler hep tembel kalır ve köpekleri olur.
Cinayet mahallinde DNA örneği bırakmayacak kadar iyi bir katile şapka çıkarırım. (Masuka)
Katiller, hatıralarını geride bırakmaktan nefret eder.
Bir insanı devirmenin birçok yolu vardır.
Her gün açılmamış bir hediye gibiydi.
Bir defteri kapayabilmek için, herkes her şeyin apaçık olmasını ister.
Ama bu mümkün olabilir mi hiç?
Birçok çocuk, küçükken onlara güven hissi veren battaniyelerle yatmayı sever.
Fakat sosyalleşmeye başlayınca bir grubun parçası olmayı öğrenince artık ihtiyaçları kalmaz.
Bazı oyuncaklardan ayrılmak diğerlerine nazaran daha zordur.
Ben kaçmam. İnsanlar benden kaçar.
Tabii bir yarma peşimden baltayla gelirse kaçarım da.
Savaş ya da sıvış.
Öldürmeyi seviyorsan durmak bilmezsin.
Sadece gerçek bir centilmen hatasını kabullenir.
Kimya. Bazı insanlarda var diye duymuştum. Ölçülemez ve açıklanamayan bir çekim gücü.
Büyük annemim bir lafı vardı.
“Hakikati arayanlara inan ama hakikati bulduğunu söyleyenlerden şüphe et.” (Hannah)
Öldürememek bir yana ondan ayrı bile kalamıyorum.
Hannah, yanımda olmasa bile benimle; kafamın içinde.
Bazı elementler bir araya gelince geri dönülemez bir tepkime
meydana getirirler. Kimyanın ötesine geçerler. Yoksa aşk böyle bir şey mi? Böyle mi başlıyor? Peki ben bunları hissedebilecek biri miyim?
Isaak: Aşk böyle bir şeydir. Güçlü bir silahtır. Bizim yararımıza da olabilir
zararımıza da.
Dex: Aşkı pek anlamıyorum.
Isaak: Bilim adamısın çünkü. Aşk, mantığa meydan okur.
Dex: Hiçbir şey mantığa meydan okuyamaz.
Isaak: .. Sanırım kalbimiz, bizim bilmediğimiz bir şey biliyor.
Dex: Belki de kalbimiz yanılıyor.
Isaak: Sanmam. Aşk zahmetli olabilir hatta uygunsuz da olabilir.
Tehlikeli olabilir. Yapmayı hayal bile etmediğimiz şeyleri yaptırır bize.
Ama yanlış mıdır? Bu, sonumuzun nasıl olduğuna göre değişir, değil mi?
Herkes bir Arjantin arzusundadır. Temiz bir sayfa açabileceği bir yer. Ama işin aslı, Arjantin Arjantin’dir işte. Nereye gidersek gidelim kendimizi ve yaralarımızı da beraberimizde götürürürüz. Yuvamız ona kaçtığımız yer midir yoksa ondan kaçtığımız yer midir?
Yoksa her ne koşulda olursa olsun kabul gördüğümüz sığınma yerlerimiz mi? Bize daha fazla yuvamız gibi hissettiren yerler. Sonunda olduğumuz gibi davranabildiğimiz için.
Kriz zamanları, insanın kendini tanımlayabilmesi için birebirdir.Nasıl oluyor anlamıyorum. Ölümle yüzleşirken tamamıyla korkusuzken yaşamaktan bu kadar korkar oluyorsun.
- Yani biri bu adamı vurmuş,kafasını kesip açmış ve beyniyle oynamış. Cesedi ve silahı alıp ta buraya kadar getirmiş. Neden?
+ Millet kafayı yemiş.
- Neden aramalarına dönmüyorum biliyor musun? Çünkü seninle konuşmak istemiyorum. Seni görmeyi de hiç istemiyorum.
+ Neden?
- Neden mi? Senin yüzünden önemsediğim her şeyden ödün verdim. Bu yüzden de senden nefret ediyorum.
Psikopatlığın en önemli belirtisi empati yetilerinin olmamasıdır.
Seri katillerin düşmanı olmaz. Onlar için herkes potansiyel kurbandır.
- Beni öldüremezsin.
+ Neden?
- Çünkü ben Harry’nin kurallarına uymuyorum.
Yalnızca bir psikopatın tüm tipik özelliklerini göstermekle kalmayacağın ve sonunda bir katil olacağın belliydi. Seninle ne yapacağımız konusunda ufak bir ikilemle karşı karşıyaydık. Harry’yi, dürtülerinin engellenemeyeceğine fakat başka bir noktada toplanabileceğine ikna eden bendim. Neticede hayvan avlamanın seni tatmin etmeyeceğini fark ettik ve sana başka tür hayvanları öldürmeyi öğretebileceğimize karar verdik. Gerçekten ölmeyi hak eden insanları.
Yorumlar
Yorum Gönder